Bursa' da bir ilk! LAZER ile hemoroid (basur) tedavisi..

Bursa' da bir ilk! LAZER ile hemoroid (basur) tedavisi..

HEMOROİD AL HASTALIK (BAĞSUR)

     Hemoroid (basur) nedir?

          Genel olarak yanlış bir bilgi ile hemoroidlerin makatın hemen iç tarafında genişlemiş, varis benzeri damarlar olduğu söylenir. Aslında bu bölgede her insanda bulunan “anal yastıkçıklar” vardır. Bu yastıkçıklar içinde kan damarları, düz kaslar ve mukoza altı elastik bağlayıcı dokulardan oluşmaktadır. Genel olarak 3 yastıkçık olmakla birlikte bazen arada ek yastıkçıklar olabilir. Bu yastıkçıkların görevleri ile farklı teoriler vardır.  Dışkı ve gazın kaçırılmasına faydası olduğu yönünde görüşlerin yanı sıra, dışkılama esnasında makatın yırtılmadan genişlemesine imkan tanıdığı yönünde görüşler de vardır.

          Hastalık genel olarak 45-65 yaş arasında daha rastlanır ve 20 yaşın altında daha az görülür. Makat bölgesinde görülen her problem hemoroid değildir. Çatlaklar (fissürler), fistüller, siğiller, kanser… gibi başka nedenlerin olabileceği unutulmamalıdır.

     Hemoroidal hastalık neden oluşur?

         Kabızlık ve ishal gibi devamlı ıkınma olan durumlarda, bu yastıkçıklar sarkmaya başlar. İshal çoğu zaman kabızlığa göre daha fazla hemoroidal hastalık oluşumunda neden olabilmektedir.

         Genetik faktörler de önemlidir. Yakınlarında hemoroidal hastalık bulunması, riski arttırır. Uzun süre ayakta durmak, oturmak hastalığı arttırır.

         Gebelik gibi karın içi basınç artışına yol açan durumlar hastalık riskini arttırabildiği gibi, hemoroidal hastalığı bulunanlarda şikayetlerin alevlenmesine de yol açar.

         Siroz durumunda; vücudun toplardamar ağları nedeniyle, karaciğerden geçen portal damar sistemindeki basınç artışı nedeni ile hemoroidal venlerin genişlemesine bağlı, hemoroidal hastalık belirtisi oluşturabilir.

    Hemoroidal hastalık nasıl sınıflandırılır?

         Hemoroidal hastalık kabaca dış (eksternal) ve iç (internal) hemoroidler olarak sınıflandırılır.

         Dış hemoroidler, makatın iç tarafında bulunan “dentate çizgi” dediğimiz hattın alt tarafından oluşan bağsurlardır.

         İç hemoroidler ise bu çizginin üst tarafından oluşmuş hemoroidlerdir ve başlıca dört evreye ayrılır.

         Birinci derece hemoroidler makat dışına sarkmaz ve ağrısız kanamaya neden olurlar.

         İkinci derece hemoroidler dışkılama ile makattan dışarı çıkar ve kendiliğinden içeri girerler.

         Üçüncü derece hemoroidler makattan dışarı çıktıktan sonra ancak el yardımı ile içeri itilebilirler.

         Dördüncü derece hemoroidler ise sürekli dışarıda durur ve içeri itilemezler. 

            Makatın dışarıya doğru sarkması ( rektal mukozal prolapsus) durumları hemoroidal hastalık ile karışabilir.

            Makattın ağzında ya da hemen içi tarafında olan polipler de makattan dışarıya doğru sarkarak hemoroidal hastalık ile karışabilir.

            Makat cildindeki, cinsel temas ile bulaşan, kondülom benzeri siğilleri ihmal edenler de, zaman içinde bunların çoğalması karşısında ancak hekime başvurmaktadırlar.        Makatta kanama ve ağrıya yol açan çatlak (fissür), apse gibi durumlar bazen benzer yakınmalara yol açabilir.

            En önemli olanlardan bir tanesi ise bu bölgenin kanserleridir. Makattan kanama, şişlik gibi şikayetleri olan kişiler hemoroidal hastalık zannederek doktora başvurmaz ve teşhisin gecikmesine yol açar.

            Bazı kadın hastalarda, bağırsağın son kısmı ile vajina arasındaki dokunun zayıflığından dolayı, vajinaya doğru şişmesi sonucu (rektosel), dışkının makattan dışarı çıkışında zorlanıldığı durumlarda da hastalarımız hemoroidim var diyerek bize başvurmaktadırlar.

      HEMOROİDAL HASTALIK NASIL TEŞHİS EDİLİR?

            Öncelikle bu bölgede şikayeti olan kişilerin uzman bir doktora başvurarak muayene olmaları önemlidir. Hemoroidal hastalık veya bu bölgede yukarıda saydığımız karışabilecek birçok durum basit bir muayene ile ortaya konulabilmektedir.

            İlave olarak, gereken hastalarda bağırsağın kamera yardımı ile incelenmesi önemlidir. Muayenede şikayetlerin sebebi aydınlatılamayan, ek bir problemin olduğu düşünülen hastalar veya ailesinde bağırsak kanseri öyküsü bulunanlarda özellikle kamera ile incelenmesi önemlidir. Bu rekto sigmoidoskopi dediğimiz kısa mesafe inceleme olabileceği gibi, kalın bağırsağın tamamını incelemek amacıyla kolonoskopi de yapılabilir. 

            Lastik band ligasyonu (Lastik ile boğma yöntemi); bir veya bazen daha fazla olan hemoroid memesinin lastikler ile boğulması işlemidir. Genellikle ucuz, anestezi gerektirmeyen pratik bir yöntemdir. Bazen kanama, ağrı, lastik konulan meme işçinde pıhtı oluşması (tromboz) veya nadiren makat bölgesinde ciddi enfeksiyon (perianal sepsis) oluşturabilir. En büyük dezavantajı her ne kadar fazla şikayet ve belirti oluşturmasa bile 4-5 yıl sonra, %60-70’lere varan tekrarlama ihtimalidir.

            Kızılötesi (infrared koagülasyon); kızılötesi ışınların oluşturduğu ısıyla, tedavi etkisi gösterir. Ancak 1. Derece hemoroidlerin tedavisinde etkindir. Diğer evrelerde etkisi yetersizdir.

            Elektrokoagülasyon; çok kullanım alanı bulmamıştır İşlem daha uzun sürmektedir.

            Skleroterapi; hememoroid içine kimyasal ilaç enjekte edilerek yapılan bir yöntemdir. Bir dönem 1. Ve 2. Derece hemoroidler için kullanılmakla birlikte pek popüler olmamıştır.

            Kriyoterapi; hemoroidlerin (-60)- (-80) derece soğukluk uygulanmasıdır. Ağrı, kötü kokuya yol açabilmesi nedeni ile kullanılmamaktadır.

            LİS (iç kasın kesilmesi) işlemi, daha çok fissür (Çatlak) tedavisinde kullanılmakla birlikte, hemoroidal tedavisinde de etkindir ve bazı cerrahlar tarafından yapılmakla birlikte dışkı veya gaz kaçırma risklerinin de olması nedeniyle hemoroid tedavisinde standart bir tedavi olarak önerilmemektedir.

            Hall doppler ligasyon hemoroide ulaşan atardamarların, doppler cihazı ile bağlanması işlemi bir dönem biraz popülerite kazanmakla birlikte yaygın kullanılmamaktadır.

            Cerrahi eksizyon (ameliyat) yöntemleri eski yıllardan beri, günümüzde de yaygın olarak kullanılmaktadır. Fazla olan dış ve iç hemoroidler, makas, bistüri veya koter yardımı ile çıkarılmaktadır. Çıkarılan yer ya açık bırakılır veya emilen dikişler yardımı ile dikilir. Bazen de çıkarma işlemi “doku mühürleme cihazları” ile de yapılabilir. 

HEMOROİDAL HASTALIKTA LAZER TEDAVİSİ

                Önceki haftalarda hemoroidal hastalığın nedenleri, belirtileri, tanı ve tedavi yöntemleri üzerinde durmuştuk. Bu hafta Lazer tedavisi üzerinde duracağız.

                “Lazer” kelimesi Türk toplumunda sihirli bir kelimedir. Lazer ile olan her şeyin mükemmel olduğu düşünülür. Tabii ki bu böyle olmamakla birlikte hemoroidal hastalıkta lazer kullanımının bazı üstünlükleri ve bazen de dezavantajları vardır.

                Eski yıllarda farklı lazer cihazları kullanılmıştır. “Nd yag lazer” bunlardan bir tanesidir. Maliyet ve fazla enfeksiyon görülmesi nedeniyle bu lazerin kullanımı fazla yaygınlaşmamıştır. Hemoroidal hastalıkta” lazer ile yaptım” diyen birçok hekim de aslında lazer dışı bir takım yöntemler kullanmasına rağmen, hastanın beğenisi nedeniyle böyle bir söylemde bulunmaktadır.

                Son yıllarda “özel geliştirilen uçlar” ile uygulanmaya başlayan “Diyot lazer tekniği” ile hemoroidal hastalıkta lazer kullanımı yeniden popüler olmaya başlamıştır. Maliyet yine dezavantaj olmak ile birlikte ağrının cerrahi yöntemlere göre oldukça az olması büyük avantaj sağlamaktadır.

                Diyot lazerle, makatın hemen kenarından milimetrik bir boyutta kesiyle, lazerin ucu hemoroid memesi içine girilerek içeriye lazer enerjisi uygulanır. Böylece oldukça ağrılı olan makat bölgesine bir kesi yapılmaksızın işlem sonuçlandırılır.

                Kendi deneyimlerimize göre lazer tedavisi sonrası, sonrasında ağrı, normal bir ameliyata göre oldukça azdır. Hastanede yatmaya gerek yoktur. Birkaç saatlik gözlem süresi sonrası evine gidebilmektedir. Birçok kişi ertesi günü günlük hayatına devem edebilir. Nadiren şiddetli ağrı görülebilen hastalar olabilir.

               Lazer tedavisi sonrası kanama, normal ameliyat olanlara göre çok daha azdır. Enfeksiyon riski ise normal ameliyata göre biraz daha fazla olabilmektedir. Bu nedenle bazı durumlarda ilave antibiyotik tedavisi gerekebilmektedir.  

              Tekrar riski bizim deneyimimize göre cerrahi müdahale olan hastalara yakın bir orandadır. Büyük dış hemoroidal hastalığı olanlarda direk cerrahi operasyon yapılabileceği gibi lazer ile birlikte cerrahi ameliyat kombine olarak da bir arada uygulanabilmektedir.  Bunun avantajı aynı esnada küçük olan hemoroid memelerine de lazer ile müdahalesi söz konusu olabilmektedir. Tekrar durumlarında, lazer tedavisi yeniden uygulanabilir veya tercihe göre ameliyat da yapılabilir.

 

 

Hemoroidal hastalıkta (basur) laser kullanılıyor mu?

Bir çok lazer çeşidi vardır. Eski yıllarda hemoroidal hastalıkta (bağsu
r) lazer kullanıldığında gerek maliyetin çok yüksekliği, gerek ise lazer ile tedavi sonrasında  enfeksiyon riskleri yüksek olduğu içi tercih edilmemekteydi. Son yıllarda çeitli alanlarda kullanılan "diot laser" teknolojisi hemoroidal hastalık tedavisinde dekullanılmaya başlanıldı. Bunun için özel uçlar geliştirildi ve hemoroid pakelerini, laser enerjisi ile içeriden kurutma imkanı sağlandı.

Avantajları nelerdir?

Öncelikle diğer yöntemlere göre oldukça  ağrısızdır. Bir çok hastamız evine gittiğinde hiç ağrı kesici ihtiyacı duymadığını belirtmektedir. Ayrıca kanama ile gelen hastalarımızda müdahale sonrası kanama hızlı bir şekilde kaybolmaktadır. Hastalarımız müdahaleden sonra aynı gün evine gidebilmektedir. Daha erken işlerine dönebilmektedir. Ayrıca perianal fistüllerin tedavisinde de uygulanabilmektedir.

 

Bursa' da bir ilk! LAZER ile hemoroid (basur) tedavisi.. - Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr. Nejat Gülgör , Cerrahi Merkezi,hemoroit,basur,safra kesesi ,tırnak batması ,cocuk sünnet , bursa sünnet cerrahisi , cekirge sağlık plaza ,Genel Cerrahi, Bursa,safra kesesi, endoskopi, kolonoskopi, fıtık, reflü, basur, lazerle,
Bir çok lazer çeşidi vardır. Eski yıllarda hemoroidal hastalıkta (bağsur) lazer kullanıldığında gerek maliyetin çok yüksekliği, gerek ise lazer ile tedavi sonrasında enfeksiyon riskleri yüksek olduğu içi tercih edilmemekteydi. Son yıll
bursa-da-bir-ilk-lazer-ile-hemoroid-basur-tedavisi-cekirge-saglik-plaza-nejat-gulgor